İkinci Doğum!

İkinci çocuk değil aman diyeyim:) İkinci doğum.
İçine bir can düşmesi bir kadının yaşayabileceği en esaslı deneyimlerden biri. Hayatımı doğurmak, büyütmek, aile olmak hayalleriyle geçirmemiş bir kadın olarak diyebilirim ki; yapmadan ölmemek lazım. Dünya sistemli bir biçimde yükleniyor kadına, otur diyor, doğur diyor, büyüt diyor, sakın çıkma evden diyor. Sistem kadını örtmek, üzerini kapamak, onu deliklere kapatmak üzerine kuruyor kendini. Daha uzun uzun düşünmesine neden oluyor insanın bu farkındalık. Tüm bunlara rağmen isteyerek, planlayarak, özenerek büyütülen bir bebek kadar büyüten bir şey yok insanın içindeki çiçekleri…
Bir kreşe başlama yazısına en sıkıcı nasıl giriş yapılabilir sorusunun yanıtı olarak yazdıklarımı tamamladıktan sonra sadede geleyim:)
Doğum çok travmatik bir an, canından can kopması ve koparak can bulması… Dünyaya annesinin vücudunda  korunaklı bir misafirlikten sonra adım atmak…
Doğduğundan beri beraberim oğlumla, tercih ederek yanında kaldım. Bebekliğinin tüm kokusunu yanında olarak koklayabilmek istedim-elbet koşullarım el verdiği için yapabildim bunu-
Şimdi ikinci doğumumuzda sıra. İçimden çıkardığım oğlumu evimden çıkarıyorum artık… Her sabah ayrı yönlere gideceğiz kuzumla her akşam buluşmak üzere…
Bilen bilir sağlam ağlarım ben:) Ama en güzel, en gülümseyen, en mutlu halimle uğurlayıp, öyle alacağım oğlumu…
Yepyeni bir hayat bizi bekliyor
Şans dileyin olur mu?

Etiketler: , , , , ,

Yorum bırakın